Özgürlük Ne İster ?

Photo by Mohamed Nohassi / Unsplash

Bu yazıda sizlere, OSS/FOSS yazılımların yaygınlaştırılabilmesi ve bizi özgür kılabilmesi için yapılabilecek birkaç makro hususu paylaşmak istedim. Zira bu sıralarda sürekli aklımda bu konu var ve üzerinde düşündüğüm ve kendimce geliştirilebileceğine inandığım çözüm fikirlerim kaybolup gitsin istemedim. Biraz da kendime not gibi oldu.

"Özgür Yazılım, Özgür Kılar" diye bir deyişimiz var biliyorsunuz. İlk söyleyeni bulamadım, lakin bilen varsa bana da haber verirse sevinirim. Güzel ülkemizde ve bizim gibi gelişmekte olan diğer ülkelerde "Özgür" yazılımın değeri, diğer ülkelerden biraz daha farklılaşıyor. Zira ürettiği ve ihraç ettiği değer, dışarıya bağımlı olduğu ve ithal ettiği değere yakın ve hatta az olan bir ekonomide sonsuza kadar gelişmekte/gelişmeye çalışmakta olan ülke olarak kalmak söz konusu.

Son üç yıldır ülkemiz inovasyon ekosistemi içerisindeki oyuncuların bir çoğu ile temas etme ve bu habitatta değer üretmeye yönelik geliştirilebilecek proje fırsatlarını araştırmakla geçti vaktimin bir kısmı. Ülkemiz temel stratejisinin de kabaca;

  • Oyun Geliştir
  • Inovasyonu Destekle
  • Yerli ikameyi artır (sivil ve askeri)

olduğuna ilişkin yaptığım çıkarımın çok da isabetsiz olmadığını umuyorum. Bu başlıkların her birisi, dünya ile bağlarımızda bir karşılıklılık, denge oluşturmaya yönelik çabaları içeriyor. Ekonomik, politik ve hatta sosyolojik açıdan dış olaylardan daha az etkilenme ve daha uzun dengede kalabilmeye yönelik girişimler.

Hal böyle olunca, "Yerli İkame" konusunda oldukça ciddi potansiyeli olan "FOSS/OSS" yazılımların yerel üreticiler tarafından neden hiç göz önüne alınmadığını anlamak zor değil.

Zira yerli üretici firmalar gerek mevcut gelir modelleri ve gerekse konfor alanlarından çıkmak istememeleri nedeni ile bu tip bir şeye uzak bakıyorlar. Zira yukarıda belirttiğim makro hedefler, firmaları pek ilgilendirmiyor. Onları sadece satışın ve gelirin devamlılığı ilgilendiriyor, ötesi değil. Bu durumu, bu firmaların vizyon ve misyon beyanlarını incelediğinizde rahatlıkla görebiliyorsunuz.

Mevcut Durum

Yerli kurumsal yazılım üreticileri, ellerinde imkan olsa bile FOSS araçları kullanmamakta kararlı görünüyorlar.

Kurulumu yapılan bir sistemde kullanılan bileşenlere bakıldığında neredeyse %100 FOSS araçlarla kurulabilecek ürün, gidip kapalı kod ürünler kullanılarak yükleniyor.

Kurumsal yapılar için uygulama geliştiren firmaların, sadece geliştirirken değil, müşteride yapılan kurulumlarda da FOSS sistemleri öncelemeleri sağlanmalı. Ama nasıl ?

Problem Nedir ?

Yakın zamanda çalıştığım kuruma aldığımız ve ülkemizin yüz akı yazılım firmalarından bir tanesi tarafından geliştirilmiş IK yönetim uygulamasının kurulumunu planlarken bu tuhaf durumun farkına vardım. Tümüyle açık kaynak olarak servis edilebilecek bir ürünü, tümüyle kapalı kod bir sistem üzerinde koşturmak konusundaki israrını anlamakta gerçekten zorlandım.

Öyle ya, şimdiye kadar eldeki geliştirilmiş ürünler uyumsuz, ondan FOSS deploy edilmiyor diye bir argüman üzerinden tartışıp dururken, önümde FOSS uyumlu bir ürün var ve o da yine kapalı kod araçlarla deploy ediliyor, üretici diğer alternatifleri kabul etmiyor. Hadi biraz daha açık konuşayım, Tomcat servlet engine üzerinde koşan ve JNI benzeri bir bağımlılık da kullanmayan bir uygulamayı geliştirip de, neden kapalı bir kod işletim sisteminde zorla çalıştırmak ister bir üretici ? Gerek donanım ve gerekse işletim sistemi kaynağı kullanımında daha etkin bir kullanım imkanı varken ? Hatta hatta konteynerize edilmesi neredeyse dakikakalar alabilecekken ? Yurt dışındaki kapalı kod üreticilere  $6.500 ödememek varken ?

Sorunun neden devam ettiğini anlamaya yönelik girişimlerimde ise değişik aktörlerden değişik cevaplar alıyorum sürekli. Bu hususu kurulumu yapan, ya da üretimi yapan firma yetkilileri ile tartıştığımda genellikle; "Sahada bunu destekleyecek bayi ağı nasıl oluşturacağız, bilen mi var FOSS/OSS araçları?" argümanı geliyor. Buna ilişkin ülkedeki insan kaynağı ile ilgili biraz bilgi verdiğimde ise "FOSS ürünler güvenilmezdir, zira içinde ne var ne yok görünüyor, o nedenle kullanmamak gerek" diyenler çıkıyor.

"İyi de hocam github, git gibi şeyleri geliştirmede kullanıyorsunuz, apache nginx tomcat kullanıyorsunuz. Kodunuz kapalı olunca içindeki zaafiyetleri bulunamıyor mu sanıyorsunuz." deyince de "O başka" cevabı geliyor.

Direncin temelinde ne var diye iyice bir baktığınızda aslında bir kaç husus göze çarpıyor;

  • Üreticinin ürününün altyapısında kullandığı kapalı kod ürünlerden elde ettiği ikincil gelirler
  • FOSS kullanımı için firma ve çalışanlarında bir gelişim/öğrenim gerekliliğinin olması
  • FOSS bir ürün kullanmanın firma karlılığı açısından hiçbir anlamlı karşılığının olmaması
  • Sahada üreticinin ürününü satan ve yerel kurulumlarını yapan yapıların da yukarıdaki maddeleri paylaşıyor olmaları
  • Aslında sahada yapılan kurulumların, kapalı kod bile olsa yetkin olmayan kişilerce, asgari düzeyde sistem bilgisi ile yapılıyor olması.

Semptomlar

Açık kaynak araçlarla geliştirilmiş bir ürünü gidip kapalı kod bir ortama yüklüyorsanız, sorunu bütün çıplaklığıyla görebilirsiniz demektir. Üstelik bu ürün yeni geliştirilmiş bir ürün ise. Yani uygulamanın geçmişten getirdiği bir yükü de yok ise. Peki bu durum neden tehlikeli bir durum ? Kamusal bağımsızlığımız açısından ortaya çıkmış bir fırsatın heba edilmesi anlamına geliyor bu senaryo da ondan. Evet, tek bir uygulamada FOSS kullanımı ülkeyi bağımsız kılmayacaktır, fakat bu şekilde örnekler bir araya geldiğinde uygulama yazılımları ve genel olarak bilişim alanındaki özgürlüğümüze inanılmaz bir katkı sağlayacaktır. Finansal yükten kurtulma bunun yanında küçük bir bonus olarak kalacaktır.

En başından söyleyeyim son söylenecek şeyi; "Elimizde tüm ülkeye yetecek kadar işinin ehli adam yok, kapalı kod sistemler olduğunda da, FOSS olduğunda da". Kurulum yapılan kurumlarda da yapılan işi irdeleyip kitaba uygunluğunu doğrulayacak yetkin kapasite yok. Böyle olunca "Çalışıyor" olması çoğu zaman yeterli oluyor. Bu sorunu, basit bir tomcat kurulumunda webapps klasörünün yerini değiştirmeyi bilemediğinden uygulamayı gidip "c:\program files" altında deploy eden uzmanda görebilirsiniz. Bunu eleştirmek için söylemiyorum, sadece durumun mevcutta da sorunlu olduğunu ifade etmek için söylüyorum. Bu durum, FOSS kullanımında temel sorunun işgücü olmadığını açıkça ortaya koyuyor.

Çözüm Nedir ?

Sorunun yazılım üreticisi firmalar ile ülke politikalarının arasında bir ilinti olmamasından kaynaklandığı konusunda oldukça güçlü bir inancım var ki önceki bölümlerde detayı ile incelediğimi düşünüyorum bu hususu. Peki kamu otoritesi ve politika yapıcılar neden bunu hiç masaya koymuyor derken birden "Kamu'da OSS kullanımının yaygınlaştırılması" hususunda kamu otoritesinin bir irade beyanı geldi biliyorsunuz. E o zaman gelin biraz da yazılım üreticileri ile, ülkenin gelecek projeksiyonu ile ilgili politikalarını nasıl uyumlulaştırabiliriz, firmaları mevcut hedeflerinden dönmek zorunda kalmadan bu işe destek verecek şekilde hareket etmeye nasıl razı ederiz diye düşünelim, ne dersiniz ?

Uyumlulaşmayı sağlayacağını düşündüğüm önerim şöyle ifade edilebilir;

"Firma mevcut hedeflerine yönelik, yani karlılığına katkı sağlayacak şekilde FOSS kullanımından kaynaklı teşvik mekanizmaları kurarak, ülkenin makro hedeflerine ulaşmasında bu firmaları birer araç olarak kullanmak".

Zira kamu otoritesinin kendi misyonu gereği üstlendiği özgürlük ve makro sürdürülebilirlik için koyduğu hedefleri, firmaların müşteri/satış sürdürülebilirliğinden çok daha farklı aksiyonlar gerektiriyor ve doğrudan örtüşmüyor. Firma hedefinin makro hedefi desteklemesini sağlamak pekala mümkün diye düşünüyorum.

Bu sorunu farkettiğim vaka örneğindeki yazılım gibi eminim bir sürü yazılım vardır ülkemizde üretilen ya da kullanılan. Yerli üreticinin ürününün kurulumunu yaptığı her bir sistem için, hem ürünü satın alan firmaya, hem de ürün üreticisi firmaya avantaj sağlayacak bir teşvik mekanizması sağlansa nasıl olur ? Söz konusu üretici firma ürün yüklemesi için aynı şekilde mi davranır, ürün satın alan firma ürün alırken FOSS bir platformu tercih etmede istekli olur mu acaba. Şöyle bir seviyelendirme de yapılabilir. Bu sayede geçiş için üretici firmalar da motive edilebilir.

  • FOSS işletim sistemi başına %xx
  • FOSS veritabanı başına %yy
  • FOSS uygulama sunucusu başına %zz

Buradaki %xx, %yy, %zz tıpkı teknopark da ofis açan firmaya sağlanan vergi avantajı gibi tasarlanabilir.

Bu yumurta ve civciv kısır döngüsünü da kırmak için FOSS ürünlere yerinde destek veren firmalara da (siz bayilerine diye anlayın) benzer şekilde;

  • FOSS ürün kurulumu gelirine %ff
  • FOSS ürün operasyon desteği gelirine %gg
  • FOSS ürün eğitimi gelirine %hh

gibi teşvikler sahada çalışan bayi/firma ağına da bir motivasyon olarak verilebilir.

Tabi tüm sistemlerin üzerinde koştuğu IaaS platformları kuran "entegratör" firmalar da benzer şekilde teşvik edilebilirler.

Oldukça yüzeysel incelediğim bu hususta sorumu yineleyerek kendi cevabınızı düşünmenizi istirham ediyorum;

- Özgürlük ne ister ?

Benim cevabım "Özveri"'dir ve bu özveri kamu tarafından üstlenilmek zorundadır. Bu olay özelinde bizler, yani kamu, yazılım üreticisi ya da hizmet sağlayıcısı firmaların mal ve hizmet satışından kaynaklı gelirlerinden alınacak vergilerden elde edeceğimiz kamu gelirinin oldukça cüzzi bir kısmından vaz geçerek mobilize edeceğimiz bir BT ekosistemini, kamusal bağımsızlığımıza, yani özgürlüğümüze destek verecek bir yapıya dönüştürerek bu konuda pozitif etki oluşturacak bir adım atmış olacağız.

Nihai ve kesin çözümü önerdiğimi iddia etmiyorum. Fakat saha gerçeğinden hareketle nasıl bir motivasyon, nasıl bir aksiyon ortaya konabilir farklı açılardan da bakmak gerektiğini söylüyorum.

Kalın sağlıcakla,

Dogan ZORLU

Dogan ZORLU